İMAM HATİP ŞUR’ASI
İMAM HATİP ŞUR’ASI
Her önüne gelenin üye kaydedilip oy kullanabildiği ve katılımcıların yarısını uykuda geçirdikleri, evlere şenlik adı eğitim, ama hedefi imam hatipler olan, sözüm ona bir eğitim şur’asıydı 17, şur’a… Eğitim-Sen, TİSK, işçi sendikalarının kararlara ortak olmamak için terk ettiği, YÖK’ün ise hiç katılmadığı şur’a, medya gündemine düştüğü kadarıyla AKP Kongresi havasında geçti… Bütün bunlar göz önünde gerçekleşti, bunları izlediniz… Daha önceleri takiyye yaparak, meslek liselerinin arkasına saklanarak, 108 bin imam hatipli uğruna mesleki eğitimi katletmeye dönük çalışmalar bu şur’ada “açıkça” ve takiyyesizce yapıldı. Tavsiye niteliğinde de olsa imam hatipliye “alan formülü” ile üniversite yolu açıldı, hayırlı olsun. Hayırlı olsun da, olan yine sanayicinin nitelikli ara eleman kaynağı olması gereken meslek liselerine ve öğrencilerine oldu, ülkenin kıt kaynaklarına oldu ve sanayicilere oldu. Bu karar uygulama alanı bulursa meslek liseli üniversite sınavlarına yoğunlaşacak, aldığı pahalı eğitim boşa gidecek, dersanelere oluk oluk para akacak…
Şur’ada alınan diğer bir karara göre de 10. sınıfın sonuna kadar tüm orta öğretim kurumları arasında yatay-dikey geçiş yapılabilecek. Böylece 10. sınıfın sonuna kadar imam hatipler dahil tüm meslek lisesi öğrencileri genel liselere geçebilecek. Yani öğrenci meslek lisesi son sınıfına kadar mesleki eğitim alacak, ancak bir bakacaksınız son sınıf hoop düz liseye… Aldığı mesleki eğitim boşa gidecek… Üniversiteye de giremezse al sana “ne iş olsa yaparım abi” mesleğinde bir genç daha, sonra uğraş bu gence tekrardan meslek kazandırma eğitimleriyle… Yazık değil mi bu ülkeye, bu gençlere, bu boşa harcanan kaynaklara… En önemlisi karamsarlık, umarsızlık içindeki gençlerimiz bir kez daha boşluğu itilecekler… Son üniversite seçme ve yerleştirme oluşumuna dikkat ettiniz mi? Gençlerimiz daha bir gerçekçi davranış sergilemeye başladılar; “boşta kalmayayım müessesi” gibi görülen açık öğretim bu son yerleştirme uygulamasında seçilme rekorları kırdı. Büyük bir öğrenci kitlesi, açık öğretimi isteyerek seçti. Mesleki yüksek okullarının cazibesi arttı. Meslek yüksek okullarına ilgili dallardaki meslek liselinin sınavsız girebildiği gerçeği, AKP’nin tüm dezenformasyonuna rağmen meslek liselerine ilgiyi arttırdı. KOÇ Holding’in başlattığı gibi, bazı sorumluluk projeleri mesleki eğitimde destek ve burslara dönüştü. “ Meslek lisesi memleket meselesi” sloganı ile 8.000 meslek liseli bursa bağlandı. Yani 40 yıldır söyleyip de yapamadığımız, mesleki eğitimin kalitesini yükseltmek ve mesleki eğitime ilgiyi arttırma yönünde kıpırtıların tam başladığı yerde, bu uygulama mesleki eğitimin topuğuna kurşun sıkmakla eş anlamlı.
Ben şunu anlamakta güçlük çekiyorum, tüm bunlar oluyor, TÜSİAD bile isyan ediyor, asıl amacı sanayicilere nitelikli ara eleman yetiştirmek olan mesleki eğitimin bu yanlış yapılandırma çalışmalarında hiçbir sanayicinin ve üst örgütlerinin çıtı çıkmıyor. Sadece sanayicinin değil ülkedeki diğer demokratik oluşumların sesi çıkıyor mu sanki? Ülkede 11 sanayi ve 178 adet ticaret ve sanayi odası, sanayi odalarının temsilciliklerinden oluşan başında sayın Tanıl Küçük’ün olduğu sanayi konseyi, bunların da bağlı olduğu koskoca TOBB var. TOBB başkanı sayın Hisarcıklıoğlu hükümetle ve Başbakan’la yan yana görünme uğruna bu olanlara “ ne oluyor?” bile demiyor. Nedir bu otorite hayranlığımız, anlamak mümkün değil…
Sonuçta ne oluyor, sayın Milli Eğitim Bakanı “sana ne oluyor, olayı siyasallaştırma” diye tek sesi çıkan TÜSİAD’a saldırıyor, sanki siyasallaştıran kendi değilmiş gibi! Beyler biz daha ne kadar bu tür mücadeleleri başkaları yapsın diye bekleyeceğiz söyler misiniz? Hükümet bu konuda direnci ölçüyor. Sesimiz çıkmadığı sürece şikayet etmeye hakkımız olmayacak… Hemen her toplantıda ülkenin çıkışı eğitimden geçer diyeceksiniz, nitelikli mesleki eğitim verilmiyor diyerek ara eleman yokluğundan söz edeceksiniz, hem de mesleki eğitimin soluğunun kesilmesine sessiz kalacaksınız… Tekrar ediyorum mesele öncelikle sanayicilerin meselesidir. Mesleki eğitim sanayiciler için var. Sonra da memleket meselesidir. Zira, artık ağızlara sakız olan ülkemizdeki eğitimdeki % 70 akademik eğitim, % 30 mesleki eğitim oranı ileri ülkelerdeki gibi tam tersine çevrilmesi gereği lafta kalmaya mahkumdur… Milli Eğitim Bakanlığı’nın hesabı bambaşka, mesleki eğitimde kalite, iyileştirme onların derdi değil… Mesleki eğitime demokratik kitle örgütleri, sanayiciler, çağdaş düşünceye sahip olduğunu iddia eden bizler sahip çıkmazsak, ülke olarak hep beraber dinselleştirilmeye çalışılan eğitimin içinde yok olur gideriz. Bu konudaki feryadı, çırpınışları duyan var mı? Sesiniz gelmiyor…