Kadın Olmak
Lilith efsanesini bir çoğumuz bilir. Belki de ötekileştirmenin, ayrımcılığın ilki diye düşünülebilir. Adem’in ilk karısı olan Lilith ona itaat etmediği ve ikisinin de topraktan yaratıldığı için eşit olduklarını söylediğinden dolayı tepki çeker. Böylece cennetten kovulur. Adem’e de kendi kaburga kemiğinden Havva eş olarak verilir. Havva tabii ki itaat eder, tüm işleri yapar.
İnsanlığın bu çok eski bilinen metninden beri pek bişey değişmemiş. Bu durumumuzda kadınların payını da gözardı etmemek gerek. Ataerkil toplumun kuralları erkekler kadar kadınların da beynine işlemiş, toplumsal bellek ve ortak hafıza sayesinde bize dayatılan rollere uyum sağlamamızı kolaylaştırmıştır. Sanayi devrimiyle erkek iş gücü yeterli olmadığı için kadınlar çalışma hayatına katılmışlar ama ne yazık ki aynı işte erkeklerden daha düşük ücretle çalıştırılmışlardır. 2016 yılında bile tanınmış şirketlerin kadın çalışanları daha düşük ücretle çalışır, yönetici konumları kadın haketse bile erkek çalışana verilir. Kadın hakkını ararsa uyumsuz olarak etiketlenip etkisizleştirilir. İşyerlerinin verilen işlere göre harcanan performans hesaplamalarında, man-hour man-power adlandırılmasını kullanmaları zaten genel durumu açıklamaya yetiyor. İnsan-saat’e geçmeye daha çok var galiba.
Aslında kadın-erkek olarak kıyaslanmak da ayrımcılığa destek olmuyor mu? İsteyen istediği gibi, herkes kendi algısıyla, kendi tarafından yorumlayıp kıyaslıyor. Yoksa “insan” diyerek ayrımcılığa daha kolay hayır diyebilir miyiz? İster kadın doğsun ister erkek yada cinsiyetini ne hissederse hissetsin sadece “insan”.
Koşullar ne olursa olsun her kadın başının çaresine bakar. Bozkırda, tarlada küçük bir kızken çalıştırılır, çünkü okutulmaya yatılı bölge okuluna gönderilmek üzere seçilen çocuk genelde erkek olandır. Mucizeler de olur bazen birileri ona bir kardelen gibi karlardan başını çıkartması için yardım eder. Kadın kafasına koyduğunu aslında herzaman yapar! Dayatmalara rağmen ,toplumsal cinsiyete rağmen, babasına, ağbisine, kocasına rağmen her kadın aslında istediklerini bir şekilde yapar: tabii yaşıyorsa…………….. Son yıllardaki ölümlerin de açıklaması budur. Kendi fikri olan, kendine yeten kadın, erkeğin zorlamalarını yaşarken yapmayacağı için ölü olmalıdır söz dinletilmesi için.
Bazen kötümser oluyor insan bazen iyimser ben ikincisini seçenlerdenim çözüm odaklı kalabilmeye çabalıyorum. Belki de yaptığının boyutuna bakmadan bişeyler yapmak hiçbişey yapmadan oturmaktan daha iyidir. Yıllar önce Tunceli’den gelip Anadolu yakasında lisede Türkan hocanın emekleriyle okuyan kızlarımı hatırlıyorum, hepsi üniversiteye de gitti. 25 yıldır eczanemde benimle çalışan kızlarımın hepsi erkeklere öncelik verilen bu dünyada kendi yollarını buldular. Bunları hatırladıkça daha da ümitleniyorum ve şunu hiç unutmuyorum Newyork’ta bir kelebek kanat çırpsa Çin’de deprem olabilirmiş………
Ecz. Peruze ŞENOL